top of page

“Hayâller ve gerçekler”, “umut ve umutsuzluk” arasında gençlik deneyimleri

Güncelleme tarihi: 8 Eki 2023

6 Şubat (2023) deprem(ler)i hiç şüphesiz başta bölgede yaşayan tüm insanları (ve pek tabii ki tüm canlıları) ve de olaya tanıklık eden, deprem bölgesinde kalbi atan herkesi derinden etkiledi. 25 gencin eserlerinden oluşan "Gençler de Var!" Sergisi de sergiye katılan gençlerin deprem bölgesindeki gençleri/yaşıtlarını unutmadıklarını/unutmayacaklarını gösteren bir sergi. Talebeyiz Biz ekibi Dayanışma için Sanat Projesi kapsamında bu birbirinden yetenekli ve duyarlı genci bir araya getirmiş ve 25 Ağustos-9 Eylül 2023 tarihleri arasında DEPO’da gerçekleşen bir sergi ortaya çıkmış.


Sergi, hiç şüphesiz İstanbul’daki gençlerden deprem bölgesindeki gençlere giden bir köprü oluşturması ve dayanışma ağlarının önemini hatırlatması açısından çok değerli. Ancak adından da anlaşılacağı üzere “Gençler de Var!” sergisi aynı zamanda günümüz Türkiye toplumunda genç olma deneyimini hissetmemizi ve üzerine düşünmemizi sağlayan bir sergi olmasıyla da çok başarılı. Sergiye eserleri ve eserleri üzerine yazdıkları metinleriyle hayat veren gençler, aynı zamanda gençlik akademik literatürünü de adeta özetleyip, genç olma deneyimini etkili bir şekilde aktarmayı başarıyor.


Bir yandan gençler tüm sistemin, toplumun kurallarının yetişkinler tarafından oluşturulduğu, yetişkin-merkezli bir toplumda bir genç olarak var olabilmenin, sesini duyurabilmenin zorluklarına dikkat çekiyorlar. Diğer yandan, küresel ölçekte krizler döneminde (çoklu krizler çağında) genç olmanın, geleceğe dair hayâller kurmanın ne kadar zor olduğunun altını çiziyorlar. Üstelik Türkiye’de yaşayan gençler olarak, ekonomik ve siyasal krizlerle birlikte yaşamanın zorluklarını görünür hale getiriyorlar. Tam da bu sebeple 17 yaşındaki Çınar Ceyhan’ın eserinin de ismi olan “Sıkışmışlık” hali üzerine düşünmek önem kazanıyor.




Sergi ayrıca gençlerin nasıl zıt olarak tanımladığımız, araf gördüğümüz duygular arasında gelgitler yaşadıklarını da ortaya koyuyor. Bir yandan çoklu krizler çağında, bugünün Türkiye’sinde pek çok zorlukla boğuşurken genç olmaya ve geleceğe dair hayâller kurmakta, umutlanmakta zorlanırken aynı zamanda “umut da var/olmalı” arasında gidip gelmek günümüz toplumlarında genç olma halini çok iyi özetliyor. Tam da bu sebeple sergi kapsamında yapılan “Türkiye’de Genç Olmak” panelinde de başlığa taşınan, 18 yaşındaki Eylül Deniz Yıldız’ın “Umutla baktığım gökyüzü! Sanma ki çiçek bahçesindeyim...” eseri ve eserin betimlemesi aslında bu duygu geçişlerini çok iyi özetliyor: “sümbül kokuyor umut. korkuyorum. korkmuyoruM…”


Bu gelgitler hiç kuşkusuz bu kuşağın, tam da çoklu krizler çağında, Türkiye’deki sosyo-ekonomik ve kültürel yapıyla katmerleşen zorluklarıyla boğuşmak zorunda kalmasından kaynaklanıyor. Yani bireysel bir gelgite değil, toplumsal bir dönüşüme işaret ediyor.


Eserleri dikkatlice inceleme ve düşünme fırsatı bulduğum için şanslı hissettiğim “Gençler de Var!” Sergisi --özellikle de gençlere ulaşmak, gençlere alan açmayı hedefleyenler için-- sanatın ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Sadece yetenekli, sanatsal becerileri olan gençlere alan açmanın öneminden- ki bu tabii ki çok önemli- bahsetmiyorum. Sanatın paragraflar hatta sayfalar boyunca anlatmaya çabaladığınız şeyi çok daha etkileyici ve vurucu bir şekilde anlatması da malumumuz ve bu sergi de bunu çok net bir şekilde gösteriyor. Ama sanat aynı zamanda gençlere ulaşmanın, onlara ifade alanı açmanın yolunu arayanlar, gençlerin düşünce ve hislerini gerçekten anlamak isteyenler, gençlerin seslerini duymak isteyenler için de çok değerli. Kendisini ifade etmekte zorlanan, dinlenmediğini, görülmediğini hisseden gençler için sanat bir anlamda “ben de varım” demenin bir yolunu sunuyor.


Demet Lüküslü

Yeditepe Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, Öğretim Üyesi

176 görüntüleme

コメント


bottom of page