top of page
İlkokul ve çocukluk, 2022
Kağıt üzerine karakalem
20x16 cm (4 adet)
1. sınıftayken öğretmenimiz bize okuduğu bir metni yazdırırdı. Bu bizim sınavımızdı. Bazen bir kelimede hata yapardım ve o hatayı silmem gerekirdi. Silip doğrusunu yazdığım süreçte öğretmenim sonraki cümlelere geçmiş olurdu ve ben de onu kaçırmış olurdum. Ne yapacağımı bilmeden öylece kalakalırdım. Hata yapmak ve silmek benim için zaman kaybetmek demekti. Zaman kaybetmekse herkesten geri kalmak demekti. Şimdi düşününce hatamın üzerini hızlıca çizip doğrusunu yanına yazabilseydim, devamlılığı kaybetmez ve ben de herkes gibi sınavımı bitirebilirdim. Bazılarımız hızlıdır bazılarımız yavaş, bazılarımız aklında tutabilir bazılarımız tutamaz. Bunda kötü bir şey yok. Fakat okul herkesi aynı olmaya zorladığından aslında kendini, kimliğini kaybediyorsun.
Silgi objesinden ilham alarak okul dönemlerimi düşünüyorum. O dönemler ne kadar bana aitti? Ben daha var olmadan önce her şeye karar verilmişti. Beni, okulda olduğum süre boyunca, diğer öğrencilerden ayıran ve özel yapan bir şey yoktu. Hepimiz aynı mekânlar içerisinde aynı öğretmenlerden aynı dersleri aldık. Ben hiçbir zaman orada olmak istemedim. Yaşamı okullarda öğretilen derslerle anlamamız istendi.
Hiçbir zaman zihnen içinde olamadım. Yaşamın da okulda değil yaşayarak, yaşatarak öğretilebileceğini düşünüyorum. Herhalde bundandır ki kendimi en iyi hissedebildiğim zamanlar okul gezileri oluyordu. Müzik dersinde bir arkadaşımız sazıyla türkü söylüyor, resim dersinde arkadaşımın bambaşka bir dünyasıyla tanışıyordum. Bazen izlediğimiz bir film Tarih dersinden çok daha iyi bir anlatıcı oluyordu. Gerçek olan bir şeylere tutunma ihtiyacı hissediyordum. Okulda kendimi, varlığımı hissedemiyordum. Sanki silinen benmişim gibi. Hayatımın çocukluk ve gençlik dönemi puslu bir alan zihnimde. Bundan dolayı o dönemlerime ait birkaç fotoğrafı zihnimdeki gibi puslu bir imgeye dönüştürdüm. Kayıp olan bu dönemi bu şekilde ifade etme yoluna gittim.
İlayda Ersalan Kelebek
İlayda Marmara GSF Resim Bölümünü 2022’de tamamladı. Özellikle psikolojik kitaplar okumayı, resim yaparken yüksek sesle şarkı söylemeyi, yüzmeyi, caz konserlerine gitmeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi seviyor. İnternetten yapılışlarını izleyerek makrome örmek, takı yapmak gibi beceriler edinmek de keyif aldığı uğraşlar arasında. İşlerinde başta karakalem olmak üzere suluboya, yağlıboya, fotoğraf, dijital müdahale, kolaj gibi teknikler kullanıyor. İlayda Türkiye'de bir sanatçı olarak var olabilmeyi hayâl ediyor. Bir yaşam biçimi olarak sanatın hep içinde olmak istiyor.
Liseli gençlerle çalışmak İlayda için epey şaşırtıcı olmuş, çünkü bu jenerasyonun ne kadar bilinçli ve anlatılanı çabucak kavrayan bir nesil olduğunu görmüş. Liseli gençlerin üretme istekleri onu çok daha mutlu ve üretken hissettirmiş. Ayrıca atölye boyunca yaptığımız interaktif etkinliklerle sosyal ilişkilerimizi güçlendirmek, kolektif olarak beyin fırtınası yapabilmek ve bir konu üzerinden üretim yaparken birbirimizden beslenerek hareket etmek gibi kazanımları da olmuş bu sürecin İlayda için. Böyle bir projenin içinde bulunabilmenin gurur verici olduğunu söylüyor İlayda.
‘Silgi’ üzerinden eğitim sistemine yaklaştığımız işler üretmek onun geçmişteki kızgınlık ve hayâl kırıklıklarından arınmasına da vesile olmuş.
bottom of page