Çiçekler hep baki kalacak
Tuval üzerine akrilik
100x70cm
Resim kırmızı tonlamalı bir arka plana sahip. Kan kırmızısını anımsatacak bir tonda olduğundan karmaşayı, paniği, stresi, kaosu ve diğer olumsuz duyguları çağrıştırıyor. Farklı ton geçişleri olmasına rağmen canlılığını yitirmeyen, adeta bitmek bilmeyen ve hatta ebedi bir huzursuzluğu hatırlatıyor. Kaotik kırmızı rengi ön plandaki -tüm karmaşanın ötesindeki- kadının dingin portresiyle güçlü bir kontrast oluşturuyor; kadını ön plana çıkarıyor. Kadının yüzü pastel tonlarda boyanmış ve gözleri kapalıyken huzurlu görünüyor. Bununla birlikte, onun hakkında en çarpıcı olan şey, kulaklarının olmaması, etrafını saran kaosa ve huzursuzluğa kulak vermediğini düşündürüyor. Bu ifade kadının sadece kendisine odaklanmış durumda olduğunu ve etrafındaki karmaşadan rahatsız olmadığını anlatıyor. Ve hatta kapalı gözleri, meditatif bir durumda olduğunu, belki de iç huzuru ve sükuneti aradığını gösteriyor. Başka bir deyişle figürün görünür kulaklarının olmaması, etrafındaki olumsuz etkileri dinlemediğini, bunun yerine kendi düşüncelerine ve duygularına kulak verdiğini gösteriyor.
Kafasından dallarını uzatarak çıkan güller kadının düşüncelerinin, barışçıllığın ve uyumun bir simgesi… Çiçekler aynı zamanda kaotik ve şiddetli bir ortamdan doğabilecek olumlu düşüncelerin bi metaforu da. Resim, kaos ve şiddetin ortasında bile iç huzuru ve sükuneti bulmanın mümkün olduğunu öne sürüyor. Kadının kapalı gözleri, dış kaynaklara güvenmek yerine cevapları kendi içinde aradığını gösteriyor. Kafasından çıkan çiçekler, pozitif düşüncenin gücünü ve en karanlık zamanlarda bile büyüme ve yenilenme potansiyelini temsil ediyor.
Genel olarak tablo, iç huzur ve sükunetin önemini güçlü bir şekilde hatırlatıyor.
Damla Sali
Damla lise öğrencisi. Uzun zamandır sanatla ilgileniyor. Duyguları, düşünceleri hakkında resimler yaparak onları yazıları aracılığıyla anlatmaktan keyif duyuyor. En büyük heyecanlarından biri herhangi bir süzgeçten geçirilmeden ortaya koyduklarını daha fazla insana ulaştırabilmek. Bu süreçte kendi benliğinden, kültüründen soğumak veyahut uzaklaşmak ise en büyük korkularından. Onu burada -bu topraklarda- tutan sarsılmaz bağları olduğuna inanıyor. Dayanışma için Sanat Projesinin içinde yer alma motivasyonunu “bana ait olanların yine benden parçalara destek olması” diye tanımlıyor.