
ALEV, 2022
Kolaj, 205x70 cm
​
SoÄŸuk bir Aralık gününde, dünyanın tüm kirlerini örten karı kendi sıcaklığıyla eriterek doÄŸdu Alev. DoÄŸarken ne savaÅŸlar, ne uÄŸraÅŸlar verdi sırf dışarıya çıkabilmek için. Belki de o yüzden karın, karnın, içinden çıkan bu küçük Alev, beÅŸ altı yıl baÅŸka hiçbir alevin parlayamadığı gibi parladı. Toz pembe hayâllerle dans etti, ÅŸarkı söyledi. BaÅŸka alevlerle bile tanıştı. Ama büyüdükçe artık kendi kıyafetini seçemez oldu, alev arkadaÅŸları da birer birer kül oldu. Hepsine birörnek mavi elbiseleri, beyaz önlükleri giydirenler; aynı üniformaları gibi onlara aynı davranamadı. YavaÅŸça kısılmaya baÅŸladı bu alev. YavaÅŸça kendine benimsedi bir parçacık dericik. Sanki bez bebeÄŸe pamuk sıkıştırır gibi okulda ayrı sıkıştırdılar onu derinin içine, evde ayrı sıkıştırdılar. Yardım isterken etrafındakileri yakan Alev’i sıkıştırdılar, sıkıştırdılar, sıkıştırdılar. En sonunda bir yıldız gibi patladı derinin içinden. Bir yıldız gibi kara deliÄŸe dönüÅŸtü Alev. Kara delik olarak geçirdiÄŸi onca yıl boyunca hâlâ iÅŸlenmemiÅŸ bir altın gibi parlıyor, hâlâ ateÅŸiyle ışıldıyordu. Ama kara delik dediÄŸimiz karadır ya, ne kendi hatırlıyordu ışığını ne de etrafındakiler görebiliyordu. Åžansına, etrafındakiler ışığını göremiyordu. Åžansına, etrafındakiler parıltısını söndüremiyordu. O da parlamaya devam etti, hatta öyle parladı ki evrenin yasaları yok oldu. Öyle parladı ki parıltısı kara deliÄŸin içinden çıktı. Öyle parladı ki bir yıldızın yok oluÅŸu, var oluÅŸuna dönüÅŸtü. Bu gördüÄŸünüz uzun çizgi, bizim küçük Alev’imizin hayat çizgisi oldu. SoÄŸuk ve mavi yaÄŸmurları belki ısıtamadı ama bulutlardan dökülüp dünyayı yavaÅŸ yavaÅŸ altına boyadı.

Cemre Samur,
(İstanbul, 2004)
Cemre lise 3. sınıfta okuyor. Film izlemeyi, müzik yapmayı ve dinlemeyi, operaya ve baleye gitmeyi seviyor. Piyano ve gitar çalıyor, keman öÄŸreniyor. Fizik alanında okumalar yapmaktan çok keyif alıyor.
Cemre eÄŸitim sisteminin fazla standartlaÅŸmış olduÄŸunu düÅŸünüyor, çocukların/gençlerin farklı istek ve ihtiyaçlarına cevap vermemesini doÄŸru bulmuyor. EÄŸitimdeki fırsat eÅŸitsizliklerine de itirazı var Cemre’nin. İleride bunların giderilmesine katkıda bulunabilmek istiyor.
Cemre hayatının belli bir döneminde resme küsmüÅŸ, daha doÄŸrusu küstürülmüÅŸ. Silgi Atölyesiyle beraber resme tekrar ısındığı için seviniyor. Genç sanatçılarla bir arada olmaktan da çok beslenmiÅŸ, hatta aralarında kurulan bir nevi abla-kardeÅŸ iliÅŸkisi onun için dönüÅŸtürücü olmuÅŸ. ÖrneÄŸin, daha önceden kendine akademik olarak fazlasıyla yüklenirken bir vapur yolculuÄŸunda Fıtnat’ın ona ikinci üniversitesini okuduÄŸunu, bundan çok memnun olduÄŸunu anlatması üzerine hayatında sosyalleÅŸmeye daha fazla yer vermeye baÅŸladığını ve dengeyi bulduÄŸunu söylüyor.